Nasıl Nedir Neden ? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nasıl Nedir Neden ? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Nisan 2014

POTKAL NEDiR ?



İtalyanca "boccale"den gelen bir denizcilik terimi potkal.

Eskiden kaza geçiren gemilerin durumunu bildiren 
yazılı belgenin konulduğu mühürlü şişeye verilen isim.

kynk. Meydan Larousse

foto.

Diğer sosyal ağlardan beni takip için;

19 Ocak 2014

Darısı Başıma / Başına Sözcüğü Nereden Gelir ?


Genellikle evlilik törenlerinde duymaya alışık olduğumuz bu sözün kaynağı aslında Anadolu’ya dayanırmış.


Orta Asya ve Anadolu’nun eski bir geleneği, damatla gelinin üzerine şans –bereket- mutluluk getirsin diye darı ve buğday atılırmış.

Zaman içinde “darısı başına” ya da “darısı başıma” şeklinde söz kullanılmaya başlanmış.


Diğer sosyal ağlardan beni takip etmek isterseniz;

23 Kasım 2013

Degüstator Nedir ?


Bilemediğim hatta adını ilk defa duyduğum kelimeler var, elbette herşeyi bilmek mümkün değil.
Ancak sağolsun bilgin diye nitelendirip :) beni bulan arkadaşlarımı boş döndürmemek
adına araştırıp açığı kapatmaya çalışıyorum.

İşte o kelimelerden biri...

Degüstator/ Degustator genellikle şarapçılıkta kullanılan bir terim.
Şarabı tadarak kalitesini belirleyen kimselere Degüstator deniyor.
Bunun yerine şarabı muayene eden, tadımcı ya da şarap eksperi kelimelerini de duyabilirsiniz.

Kelime her ne kadar şarap için kullanılsa da diğer (çay,şalgam,zeytinyağı vb.) içeçeklerin tadına, rengine ve kokusuna bakarak değerlendirmede bulunan kişiler içinde kullanılabiliyor.


*konu başlığı için sevgili dostum Dilek Ç.'ye teşekkür ederim.

Diğer sosyal ağlardan beni takip için;

04 Ekim 2013

Öğrenci Andı Kaç Yılında? Kim Tarafından Okutulmaya Başlandı?

Hepimizin bildiği üzere ilkokullarda senelerdir okutulan "öğrenci andı" artık kaldırıldı.

Karşı çıkanlar olduğu gibi bundan memnuniyet duyan, "dayatma" kabul eden bir kesimde oldu.
Ben 32 sene evvel severek, isteyerek hatta gururlanarak okumuştum.
Hâlâ ezberimdedir ve ben ölünceye dek ezberimde kalacaktır.
Neticede herkesin aynı düşüncede olması beklenemez zaten bu andın özü 
"Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünün içinde saklıdır.Bunu isteyerek söylemeyen, hissetmeyen için yapılacak birşey yoktur.

Güncel bir konu olduğu için, bugün ortam içinde bahsi geçti.
Ancak her kafadan bir ses, herkes bir başka anlatıyor.

Merak edip ufaktan bir araştırdım ve sizinle paylaşmak istedim.


14 Mayıs 2013

Değerli taşların ölçülmesi işleminde kullanılan "karat" kelimesi adını hangi meyveden almıştır?

Karat ,pırlanta ve diğer değerli taşların büyüklüğünün ölçülmesinde kullanılan bir ağırlık birimidir.

İlginçtir ki; yirminci yüzyıldan önceki zamanlarda pırlantaların ağırlıkları keçiboynuzu tohumlarıyla ölçülürmüş.
O dönemde 1 karatlık pırlanta 1 keçiboynuzu tohumu ağırlığına eşitmiş.

İşte bugün kullanılan "Karat" kelimesi keçiboynuzu tohumu anlamına gelen "carob" kelimesinden gelmekteymiş...


28 Şubat 2013

" Orsaya Kaçmak "

Defterime not almıştım.
:) "Bir gün lazım olur" düşüncesiyle değil elbet sadece ilk defa duyduğum için dikkatimi çekmişti.

"Orsaya Kaçmak" bir denizcilik terimi, yelkenli teknenin devamlı olarak baş tutamayıp rüzgar üstüne doğru kaçmasına verilen isim.

Burada benzer terimleri mevcut.

12 Ocak 2013

Uzun Süre Suda Kalan Parmakların Buruşma Nedeni Bulundu


Daha önce biyologlar, uzun süre suda kalan ayak ve el  parmaklarının buruşma sebebini suyun deriyi şişirmesi şeklinde açıklıyorlardı ancak bunun nedeni konusunda bir açıklama getiremiyorlardı.

İngiltere Newcastle Üniversitesi'nin yapmış olduğu çalışmalar  buruşmuş parmakların özellikle ıslak nesneleri rahatça tuttuğunu ve daha iyi kavrama sağladığını kanıtladı.

Bilim adamları bunu örneklendirirken tıpkı iyi yol tutuşu sağlayan tırtıklı araç lastiklerine benzetti.

21 Aralık 2012

Mehmet Yaşin'den Makarna Notları

foto.

Paylaşırım düşüncesiyle kesip sakladığım notlar arasından şimdi çıkardım,Mehmet Yaşin'in Parma Gezi notlarını...

Barilla Makarna'nın fabrikası İtalya'nın Parma kentindeymiş.Firmanın davetlisi olarak  giden Mehmet Yaşin yazısında ilginç bir bilgi aktarmış.

En düşük glisemik indekse sahip makarna spagettiymiş.İtalyan usulü pişirme şekli (yani dişe gelen) makarnanın hızla şekere dönüşmesini engelliyormuş.Ayrıca şekilli makarnalar spagettiye göre daha geniş yüzeye sahip oldukları için daha çok sos emiyor ve besleyicilik değerleri daha fazla oluyormuş.

Buradan yola çıkarak şu sonuca varabiliriz.Kilo problemi olmasına rağmen makarnadan vazgeçmeyen kişiler önce tercihlerini spagettiden yana kullanmalı tabi uygun pişirme şekli,porsiyon ve ölçülü sos miktarıyla... 

03 Mayıs 2012

FOTOĞRAFLARDA GÖZLER NEDEN KIRMIZI ÇIKAR ?

Gözümüz iç içe geçmiş üç tabakadan oluşuyor.En dışta gözü koruyan göz akı,ikincisi kan damarlarından meydana gelen ve ortasında göz bebeğinin bulunduğu damar tabakadır.
Bu damarlar sayesinde fazla ışıkta göz bebeği küçülür,karanlıkta ise daha çok ışık almak için büyür ve bu hareketi çok yavaş yapar.
Üçüncü tabaka da retina adı verilen ışığa duyarlı kılcal damar ağ tabakasıdır.

Fotoğraf makinasının flaşı çok kısa bir zaman diliminde ışığı verdiği için gözbebeğimiz bu kısa zamanda küçülmeye fırsat bulamıyor.Işık doğrudan retinaya ulaşıyor,oradan da doğrudan kılcal damar görüntüsünü fotoğrafa yansıtıyor.
İşte fotoğraflarda gördüğümüz kırmızılık aslında kılcal damarların görüntüsü.

Günümüz fotoğraf makinelerinde flaş iki kere çakar,birinci çakış resim çekilmeden az önce olur ve gözbebeğinin küçülerek gözdeki yansımayı azaltmasına zaman tanır.Tabi buraya kadar anlattığımız özellikle karanlık ortamlarda ya da gece çekimlerinde yaşanan bir durumdur.Gündüzleri gözümüze yeteri kadar ışık geldiği için gözlerin kırmızı çıkma ihtimali yaşanmıyor.

22 Şubat 2012

BERDELACUZ – KOCAKARI SOĞUĞU NEDİR?


Eski dilde Berd yani Soğuk , soğukluktan türemiş bir deyim “ Berdelacuz ".Deyim orjinalinde  Berd-el-acũz  şeklinde …

Mart’ın 11’inde başlayıp 17’sinde  biten sert soğuklara  Berdelacuz, halk arasında kocakarı soğukları  deniyor.

Kocakarı denmesinin de bir hikayesi var elbet.:))

Efsaneye göre  geçimini, yetiştirdiği koyunlarla sağlayan yaşlı bir kadın sert geçen kış sonrası ilk bahar geldi diye sevinerek doğa anaya sataşmış.

Tabiat ana öyle sinirlenmiş öyle sinirlenmiş ki, havayı birden soğutmuş.

Fırtına,yağmur derken kocakarı hayvanlarını ısıtmak için kazma –kürek ne varsa yakmış fakat hayvanları donmaktan kurtaramamış…

22 Aralık 2011

LATERNA NEDİR ?


Kolu çevirince müzik çalan,İngiliz sokak piyanosu.

Elle çalışan bu mekanik çalgıda müzikler önceden programlanmış. 60-70 sn süren dokuz ayrı ezgiyi dinlemek mümkün.

Sandık içindeki silindir üzerinde farklı incelik ve sertlikte çiviler mevcut.Herbiri farklı bir ses çıkarıyor.
Kolu belli bir ritimde çevirmek gerekiyor.Laterna ustası yan bölümde ufak bir ayarlama ile bir şarkıdan diğerine geçiş yapabiliyor.Yine sandık içinde bulunan küçük zil müziğe ritim katıyor. 


Sandık çevresi sahibinin zevkine göre bayrak,çiçek,resim vs. ile süsleniyor...

Ben İzmir'de birkaç kez Laterna dinleme fırsatı buldum.Sesini merak edenler için araştırdım ama internette istediğim gibi birşey bulamadım. En sonunda bunu uygun gördüm.Umarım ilginizi çeker...




foto.   foto.    foto.

10 Aralık 2011

KEŞKÜL NEDİR?


Keşkül Farsça  "çanak" anlamına gelen, gezgin dervişlerin kullandığı genellikle hindistan cevizi kabuğundan ya da metalden yapılmış iki ucu zincirli omuzda ya da kolda taşınan yemek kabına verilen isimdir.

Görünüm itibariyle bana patik ya da ayakkabıyı çağırıştıran bu kabın,nasıl taşındığı konusunda açıkçası zihnimde bir fikir oluşmadı.

Nette konuyla ilgili birkaç görsel daha var mesela bu sitede şayet bakmak isterseniz...



09 Mayıs 2011

YILAN NEDEN TIP SEMBOLÜDÜR ?


Tıp kelimesi kaynağını eski Mısır şehir TEB (Thebai)’den alıyor.

TEB şehri o dönemde Mısır’ın en önemli tıp merkezlerinden biri ve geleneksel inanışa göre Teb şehrinin simgesi yılan kabul ediliyor.

Sanat tarihi eserlerinde yılanın ilk defa tıp sembolü olarak kullanılması ise Sümerlere dayanıyor.Sembolde yaşam ağacına sarılı bir dişi bir erkek yılan görülüyor.Bu sembolde sopa yaşamı,yılanlar ise (kadın –erkek ) gençliği temsil ediyor.

Yunan mitolojisinde tanrı Zeus’un önce öldürüp sonra Tıp tanrısı ilan ettiği Asklepios,tıp sembolündeki asaya sarılmış yılanla bütünleştirilmiş.
Asklepios’a göre hekim yılan gibi olmalı sırrını kimseye söylememeli,sabır ve sükun içinde çalışmalıdır…

İslam ülkelerindeki kıssalarda ise Lokman Hekim,ölümsüzlüğü keşfettiği formülünü heyecanla geçtiği köprüden düşürüyor.Otlar Lokman Hekim geri alamadan bir yılan tarafından  yeniliyor.Yılan o günden sonra  yaşama gücünü ve sağlığı temsil ediyor…

Yılanlı sembol, bugün tüm dünyada sağlık bilimlerini (hekimlik,diş hekimliği,eczacılık ve veterinerliği ) temsil ediyor…

28 Nisan 2011

KASIRGA İSİMLERİ NEYE GÖRE VERİLİYOR ?


Dünya  Meteroloji  Örgütü  1953 yılından itibaren kasırgalara isim vermeye başladı.

Önceleri Amerikan Ulusal Hava Durumu Servisi tarafından kasırgalara kadın isimleri verildi ancak feminist çevrelerin şikayeti ve baskısı üzerine bundan vazgeçildi.

 Örgüt 1979 yılından itibaren alfabetik sıraya göre dizilmiş adlardan oluşan altı listeyi rotasyon sistemiyle altı yılda bir değiştirerek kullanmaya başladı. 

İçlerinden en unutulmayanları yine kadın adlarıydı.Katrina, Victoria , Isabel, Rita, Silvia, Wilma ...

20 Nisan 2011

UĞUR BÖCEKLERİ NEDEN UĞURLU KABUL EDİLİR ?

Uğur böceklerinin  uğuruna inanan tek toplum değilmişiz meğer.İlginçtir, Orta Avrupa’da eline uğur böceği konan kızın evleneceği, Kuzey Avrupa’da ki bazı ülkelerde ise üzerine uğur böceği konan kişinin  dileklerinin gerçekleştireceği inancı aynı bizde ki gibiymiş…

uğur böceği

Böceğin uğuruyla ilgili şöyle bir rivayet var.Zamanın birinde bahçeleri zararlı böcekler istila etmiş.İnsanlar çaresizlik içinde zararlılarla nasıl mücadele edeceğini bilemezken uğur böcekleri ortaya çıkıvermiş.Bitkilere musallat olan ne kadar zararlı varsa hepsini yiyerek yok etmişler.İnsanlık o günden sonra bu böceği uğurlu kabul etmiş…

Uğur böceklerinin birçok tarım ürününe zarar veren yaprakbitlerini yiyerek beslendiği ve yaşamları boyunca yaklaşık 5000 yaprakbiti yediğini söylüyor kaynaklar.

Rivayet doğru olsun olmasın insanlığa bu kadar faydası olan bir böcek zaten uğurlu sayılmaz mı? :))

uğur böcek
foto.    foto.

14 Mart 2011

NOKIA İSMİNİ NEREDEN ALDI ?

Dünyanın en büyük mobil telefon üreticisi Nokia,1865 yılında çizme, bot ve ayakkabı üreterek Finlandiya ‘da faaliyetine başladı.Daha sonra oto lastiği,bisiklet,televizyon ve elektrikli ürünleride üretmeye başlayan şirket 1967 yılından itibaren esas faliyet alanını kişisel bilgisayar ve telefon olarak belirledi.

Nokianvirta nehrinin kıyısında kurulduğu için markaya Nokia ismi verildi…

nokia Nokianvirta


Şu an dünyada her üç cep telefonundan biri Nokia.

Şirket 34 milyar dolar ciroya ve 68 bin çalışana sahip.

Nokianvirta

foto. 1. 2. 3. 4.

17 Şubat 2011

ŞUBAT AYI NİÇİN 28 GÜNDÜR ?



Rivayet o ki, binlerce yıl önce 10 aylık takvim uygulamasına geçen Romalılar, yılın ilk ayı olarak gece ve gündüzün eşit olduğu mart ayını seçmişler.Fakat bu on ayın sonunda artan günler problem olmaya başlayınca Ocak ve Şubat sona eklenerek yıl 12 aya tamamlanmış…

Daha sonra Meşhur Roma İmparatoru Jül Sezar ayları 30 ve 31 gün olarak tekrar düzenletmiş.Şubat ayı o zaman son ay olduğu için 29 gün olarak kalmış ve dört yıl da bir 30 gün çekmiş.Jül Sezar ölünce Roma halkı çok sevdiği İmparatorlarının ismini July olarak Temmuz ayına vermiş.Sezar’a beslediği kıskançlığı herkes tarafından bilinen Agustusta tahta gelir gelmez bir sonraki aya August olarak kendi adını vermiş.Temmuz’un 31, Ağustos 30 gün olmasını da problem eden Agustusta Şubat ayından bir günü alarak Ağustos ayına eklemiş…

İtip kakılan zavallı Şubat ayı işte o günden beri 28 gün çekmiş… :)))

02 Şubat 2011

SENEYE NOBEL’E BEN DE ADAYIM… :-o


Dinamiti bulan İsveçli Alfred Nobel, bu icadıyla savaşa katkıda bulunmuş olmaktan öyle büyük pişmanlık duymuş ki vasiyet etmiş her yıl “bir önceki yıl insanlığa en çok hizmet eden beş kişiye ödül verilsin” demiş… (ehhh pek yakışmış)



~~~~~~

Nobel Derneği 1901 yılından başlayarak fizik,kimya, tıp, edebiyat ve barış dallarında ödülü vermeye başlamış.Bunlara 1969 yılında “ekonomi” ödülü de eklenmiş… (ne iyi olmuş)

~~~~~~

Kurallar gereği Nobel ödülüne aday gösterilen kişilerin kimlikleri asla açıklanmıyor ve bununla ilgili tüm kayıtlar 50 yıl boyunca gizli tutuluyor, şayet kişiler kendilerini aday gösterirlerse anında diskalifiye oluyorlar… (yani kaynakların anlattığına göre öyle.)
~~~~~~
Şayet Nobel ödülü almak isteyipte alamıyorsanız,1991 yılından bu yana “Olanaksız Araştırmalar Tarihi” tarafından “yapılamayan ya da yapılmaması gereken bilimsel çalışmalara” verilen Ig Nobel ödülü ile şansınızı deneyebilirsiniz , seneye kadar kulis yapıp bende şansımı bu branştan denemeye karar verdim.Nasıl olsa ödüle herkes aday gösterilebiliyor artık

17 Ocak 2011

SU KÜÇÜĞÜN, SÖZ BÜYÜĞÜN MÜ ?

sus kucugun soz buyugun

Sıkça duyduğumuz ya da kullandığımız “Su küçüğün, söz büyüğün” atasözünün doğru kullanımı “Sus küçüğün, Söz büyüğündür.”

Geleneklerimizde büyüğe gösterilen saygıyı vurgulamak amacıyla kullanılan söz, “Büyükler konuştuğu zaman, küçükler saygı gösterip dinlemelidir" manasındadır…


foto.knuttz

19 Aralık 2010

AMELİYATHANE ÖRTÜLERİ VE ÖNLÜKLERİ NEDEN YEŞİL RENKLİDİR?

Kontrolleri için babamı yolladık Kırıkkale’ye.(Hastane işi için Ankara’dan Kırıkkale’ye gidilir mi? diye sormayın o uzun hikaye)

Neyse hesapta yokken birkaç gün yatması gerektiğini söylemiş doktorlar.Bu arada hastane içinde sağlık meslek lisesi öğrencileri stajda.Yatan hastalarla konuşup defterlerine notlar alıyorlar.


"-Kaçıncı ameliyatınız?

-Kaç yaşındasınız?

-Sosyal güvenceniz?

-Sağlık hizmetlerini yeterli buluyormusunuz? vs…”

Onlarla en çok babam ilgilenmiş, haliyle yapıcak bir şey yok canı sıkılıyor sorulara cevap veriyor derken “ben de size bir soru sorayım o zaman” diyor.
“hep merak etmişimdir ameliyathane önlükleri veya örtüleri neden yeşil renklidir? ”

????

“biz bunu bir araştıralım amca daha önce hiç düşünmemiştik” diye cevap veriyorlar…

“Eeee ne neymiş sebebi?” dedim bende, bulamadıklarını söylemiş çocuklar ya da bakmadılar bile artık bilmiyorum.


ameliyathane

Ameliyathane önlüklerinin yeşil ( bazende mavi) seçilmesinin nedeni optik ilüzyon etkisi ile açıklanmakta.Optik ilüzyon genellikle görsel algılamamızdaki yanılmalardan oluşur.

Yapılan testler sonucu uzun süre kırmızı renge bakıp sonrasında başka bir renge baktığımızda görülen rengin yeşil olduğu, bu etki ile kişide baş dönmesi,mide bulantısı veya nesneleri algılayamama gibi belirtiler görüldüğü anlaşılmış.

Bazı ameliyatların saatler sürdüğü düşünülünce sürekli kırmızı kan rengine bakan operatörün başını kaldırdığında (kısa süreli dinlenme ya da neşter alıp verme gibi anlarda ) yukarıda anlatılan belirtilerden daha az etkilenmesi ve ameliyat gidişatının bozulmadan daha uzun süre çalışma imkanı sağlaması açısından örtü ve önlüklerde yeşil rengin kullanılması uygun görülmüş.